Uluslararası İmam-ı Âzam ve Birlikte Yaşama Hukuku Sempozyumu - İlahiyat Fakültesi

Etkinlik Tarihi: 07 Mayıs 2015 12:37 - 08 Mayıs 2015 00:00

FAKÜLTEMİZDE "ULUSLARARASI İMAM-I AZAM VE BİRLİKTE YAŞAMA HUKUKU SEMPOZYUMU" DÜZENLENDİ

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığının ev sahipliğinde düzenlenen ‘’Uluslararası İmam-ı Azam ve Birlikte Yaşama Hukuku’’ başlıklı sempozyum 7-8 Mayıs’ta ESOGÜ İlahiyat Fakültesi'nde tamamlandı.

Yurtiçi ve yurtdışından gelen katılımcılarla açılış ve 4 oturum şeklinde devam eden sempozyumun açılışı Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. ESOGÜ İlahiyat Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Mustafa Daloğlu’nun Rum Suresi’nin 20. ve 27. Ayetleri okumasının ardından protokol konuşmalarına geçildi.

Daha sonra Sempozyum Koordinatörü ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dekan yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Abdullah ACAR konuşmasında: “İslam düşüncesinde farklı anlayış ve yorumlar bulunmaktadır. Bu farklı anlamalar ve yorumlamalar yapılırken akıl ve nakil esas alınmıştır. Ebu Hanife ve İmam Şafii Müslümanlar’ın sorunlarına çözüm bulabilmek için nakil ve aklı birlikte kullandıkları için daha çok taraftar bulabilmişler ve onların mezhepleri, görüşleri günümüze kadar problemlerin çözümünde örnek kabul edilmiştir. Mezhep kavramı İslam dünyasında farklı anlayış, farklı görüş demektir. Hanefilik ve Şafiilik gibi mezhep mensuplarının bir arada yaşama konusundaki tarihi tecrübeleri ve gittikçe oluşmaya başlayan bazı tehlikelere dikkat çekmek üzere bu sempozyumu düzenlemiş bulunuyoruz.’’ dedi.

ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin AYDIN ise yaptığı konuşmada: ‘’Ebu Hanife önceleri kelam ilimlerine yönelmiştir. Fakat bu dönemde kelam ilimleri makbul bir ilim olarak görülmemekteydi. Bu ilim bazı alimler tarafından tefsir edilmekteydi. Ebu Hanife bir kelamcı ve bir filozoftur. Tarihte mezhebine bakmaksızın bir arada yaşama becerisini gösteren bir İslam milletinin, hariçten yazılan senaryolarla bu tuzaklara düşmemesi için yeniden mezhep algısı ve günlük pratiklerdeki etkisinin bilinmesi için bu sempozyumun katkıda bulunacağı kanaatindeyiz.’’ dedi.
Açılışta konuşan ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan GÖNEN ise İslam dünyasının çeşitli beldelerinden ve çeşitli illerden üniversitemize teşrif eden kıymetli misafirleri selamlayarak başladığı konuşmasında; “Müslümanlar kurdukları devletlerin belli bir mezhebi görüşünü benimsedikleri ve kurdukları devlette belli bir veya birden fazla mezhebin ilkelerini uyguladıkları tarihi bir gerçektir. Bu durum din ve mezhep arasındaki farkı anlamayan kitleler tarafından bağlı bulundukları mezhebin din gibi algılanma veya kendi mezheplerinin tek ve en doğru din anlayışı olduğu, diğer mezheplerin ise yanlış, batıl veya tamamen din dışı oluşumlar imiş gibi algılanmasına sebep olmuş, İslam dünyasında biz ve ötekiler şeklinde bir anlayış ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla da mezhepler arasındaki çatışmalar bir varlık mücadelesine dönüşmektedir. Bu yüzden bazı İslam ülkelerinde olduğu gibi yan yana yaşayan ve birbirine güç getirebileceğine kanaat getirilebilen mezhepler arasındaki çatışmalar şiddete de dönüşebilmektedir. Mezhepleri tanımak için öncelikle her mezhebin ortaya çıkış sebebini, görüşmelerini ve zihniyet yapılarını iyi bilmek gerekir.’’ dedi.

Protokol ve açılış konuşmalarının ardından ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun HAZER'in başkanlığını yaptığı ‘’Mezhep Olgusu’’ adlı açılış oturumu ile başlayan sempozyum, aynı gün yapılan iki otum ve 8 Mayıs Cuma günü devam eden iki oturum ile sona erdi. Sempozyuma, Pakistan, Sudan, fas, Irak ve Suriye'den yabancı misafirler ile yurt içinden farklı üniversitelerde görev yapan akademisyenler iştirak etmişlerdir.